WhatsApp
WhatsApp

DEPREME DAİR...

DEPREME DAİR...

Zor bir süreçten geçiyoruz….

Zor olduğu kadar çok dikkatli davranılması gereken, çok hassas da bir dönem…

Bu noktada somut olarak afet bölgesinde olamayanlarımız için hatırlatılması gereken çok önemli noktalar olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle biz insanız, bedensel ve ruhsal olarak güçlü yanlarımız olduğu gibi, bu denli büyük bir acı kaynağının karşısında, kırılgan ve güçsüz yanlarımız da var. Dolayısı ile kendimize dair zorlanmalarımız, depremle yüz yüze kalan bölgede olmasak da, duyduklarımız ve maruz kaldıklarımıza dair çaresiz ve hatta suçlu hissetmemiz çok beklendik…

İlk hedefimiz sakin kalmaya çalışmak olmalı.

Bir ikincisi akut dönem atlatıldıktan sonra uzuuun bir yolun bizi, ülkemizi, insanlarımızı beklediğini, bu yolda faydalı olabilmek adına hepimizin dinlenmeye ihtiyacı olduğunu, ara ara sosyal medyadan uzaklaşabilmeyi, bizi rahatlatan her ne ise, bildiğimiz yollardan( yürüyüş, sohbet, kahve molası…) kendimizi rahatlatmamız gerektiğini hatırlamalıyız.

Hazır hissettiğimiz noktada yardım elimizi, kendi becerilerimiz alanında uzatmalıyız. Yardım etmeye çalışırken “yetkin” olmadığımız alanlara müdahale etmememiz, “farkında olmadan zarar vermenin” önüne geçmemiz çok çok önemli…

Çocuklarımız için büyük işler başarmamız gerekecek…. Ancak akut dönem için birkaç ufak hatırlatmayı eklemek istiyorum….

  • Çocuklarımız afet bölgesinde ise, ilk ihtiyaçları bedensel bütünlük ve ruhsal güvenliktir. Bu nedenle öncelikle sağlık profesyoneline ulaşımı, bir an evvel hayatta ve iyilik halindeler ise anne-babanın yanına, değillerse çocuğun yakını/tanıdığı/aşina olduğu bireyler ile beraberliği sağlanmalıdır. Çocukların sorular sorabileceği, açık, basit, dürüst ve net bir dille yanıtlanması, uzun ve karmaşık konuşmalardan kaçınılması gerektiği bilinmelidir. Ancak konuşmayan, soru sormayan bir çocuk, konuşma için zorlanmamalıdır. Çocukların duygularımızı kavradığını ve gerektiği noktalarda bu duyguları basitçe onlarla paylaşmamızın çok kıymetli olduğunu bilmeliyiz.
  • Çocuklarımız afet bölgesinde değil ise; onları tamamen izole tutmamız imkansız… Ancak ruhsal dayanıklılıklarının yetersiz kalacağı konuşmalar, sesler, görüntülerden uzak tutmalıyız. Sorularını mutlaka basit bir dil ile yanıtlamalıyız, ancak cevabı bilmiyor isek, dürüst olmalı , “ne diyeceğimi bilemiyorum , düşünüp sana yarın cevap vereyim “ gibi zaman kazanacağımız aralıklar yaratmalı ve “ istemeden zarar vermenin” önüne geçmeliyiz.
  • Farklı gelişim basamaklarına sahip çocuklar için ortak dil kullanamayız. Çok çocuğu olan aileler bu konudaki konuşmaları bireysel olarak yapmalıdırlar.
  • Birçok yerden duyacağınız “rutini korumak” kavramından bahsetmek istiyorum. Bu deprem bölgesindeki bireyler için çok çok zor olmakla birlikte, annesi ile her gün söylediği şarkıyı mırıldanmak, okula uğurlarken yapılan günlük vedalaşmanın kısa ayrılıklarda taklidi, evinizde- odanızda olamasanız da, uyku rutinindeki masalı kulağına fısıldamak, her zaman sarıldığımız , özlem giderdiğimiz gibi kucaklaşmak da rutinin bir parçası olabilir… İmkanlar dahilinde rutine dönmeye çalışmalıyız… Deprem bölgesinde olmayan ancak çok doğal olarak deprem ve sonuçlarından haberdar olan çocuklarda rutini korumak çok faydalıdır…
  • Ülkeme geçmiş olsun…

Yukarı Çık